Kahve Arası: İlişkiler Üzerine



Bi' kahve?

Siz bir köşede oturmuş bu satırları okururken bi' kahve ısmarlamaya geldim. Okuyanlara tebessümle teşekkür ediyorum. Yalnız değilsiniz şekerim.

Yoğurdu üfletmeyi öğrettiler

“Dillerinden sevgiyi aşkı düşürmeyen şu erkek nesli ne anlar yahu sevdadan…”

Anlaşılacağı üzere, beyler yüzünden yoğurdu üflemeyi öğrendim. Hayatın değerli katkılarını da ekleyerek kalbi oldukça acımış bir hanımefendiyim.

Artık tam 35 1/2 ! Can-ı’m Karşıyakam ile aynı yaştayız.

“Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher. Yalvarmak, yakarmak nafile bugün. Gözünün yaşına bakmadan gider…”

Sayın Tarancı yad olsun.

Hali hazırda şiirle girizgahı yapmışken; Müzeyyen Ablamız’dan şarkı eklemeden geçmeyelim.

“Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime…”

Diyeceksiniz ki; nedir kızım bu dertlenmeler falan filanlar… Durduk yere içelim mi?¿

Hemen açıklayayım efendim: alttaki üç beş satırı okumaktan bunalacak olan atlayıversin.

Evlilik bir Matrix

7 yılda bir evlenip boşanıyorum. Bu cümleden evliliğin o kadar sürdüğü sonucu çıkmasın rica ederim. 2 yılı geçen evliliklere hayretle bakıyorum. Matrix tam olarak evlilik girdabında; 2 yıldan sonra yürüyen evliliklerde sarışın kırmızılı kadının yolda giderken, devam ettiği o ince nüansta saklı. Nerede ve kim olduğunu bilmek çok önemli bu matrix işlerinde.

Canım Neo; bir sen, bir ben, bir de bizim kızlar kaldı, haberin olsun.

Yolun yarısına nasıl geldim, anlamadım

Tanıyanlar bilir, çok basit olmayan bir hayatım oldu.

Herkesin kendine göre yolu var, anneme göre ben hayatı yaşayarak öğrenenlerden oldum. 30’a zor geldim. 

34’ünde hele çok acı çektim, şöyle yaralandım böyle yaralarımı sardım derken geçmiş aylarda mesleki olarak da Amazon’un partnerliğini elde ettim. Toplumla ayrıca savaşarak doğruluk kementini ise elde etme yolunda ilerliyorum. Temiz kalmak için çaba veriyorum. Adalet önce kalpte başlıyor. Önerimdir; naçizane kalbinizden geçmeyeni yapmayın, yapmamaya çalışın.

(Araya bir kaç hayat dersi sözü sokmadan olmazdı bu yazı mazı işleri)

Sizin yaşadıklarınızı anlamayan insanlara kendi seçimlerinizi anlatmak ne kadar zordur, yaşayan bilir efendim.

Sorun müessesede değil

Gelelim, evlilik konularına…

Yürümeyen evliliklerde, müesseseyi sorumlu tutmak doğru değil. Konumuz kişiler.

Yukarıdaki satırları okuyan sabırlı dostlarım muhtemelen şunu söylüyordur, ‘Nedir bu ısrar, belli ki evlilik olmuyor’ Çok haklısınız nedir bu umut ben de anlamış değilim. Hani bir dur, belli ki bu işler öyle değil…

Bu işlerden anlamadığım çok net ortadayken yaşadıklarımın sorumlularını kesinlikle çok iyi tanıyorum. Boşanmalarımın sorumluları beni eyvallahsız yetiştiren başta ailem, sonra da kesinlikle liseyi KSK'de okumuş olmamdır:)

Karşıyaka’ya selam olsun

Okuldaki öğretmen sayımızın 40’a yakını kadındı. 30’a yakını da hayatını kendi başına sürdüyordu. Bizi yetiştiren öğretmenlerimiz çok güzel kadınlardı, dönüp yolda başını tekrar tekrar çevirir bakardın, o kadar hoş, alımlı, yerine göre sert ve hanımefendi hanımlardı. Anlamamıştım o zamanlar…

Soyumuz Amazon’dan gelir

Çoğu kadın tek başına ayakları üstünde duruyor. İzmir kadınları, Amazon soyundan gelir, bilenler bilmeyenlere anlatsın. Hele bir de Karşıyaka'nın suyundan içtiyse adam madam anlamazdı. Yalan mı söyledi, taşa mı takıldı, güneş bulut arkasında mı kalmıştı o gün; hadi canım az öte dur sen deyip, en büyük beylik silahı olan topuklu ayakkabılarını bir çırpıda giyiverir, anlamazsın ne ara giydiğini.

Yürürken her birinin ayrı sesi vardır, her bir kadınının titreşimi farklıdır. Kadeh tokuşturmalarından bile bellidir. 

Haberlerde kaç kereler çıkmışlığı var, Kutlanan ayrılıklar üzerine. Efendim evlilik kadar event’lik durumlardır ve tabii karşılanır.

Özetle bu bey çok yalancı. Neden eyvallah edecekmişiz. Hemen en altın serisinden ustalara saygı masaya bir 35 liği koyar, raconun da hakkını verip kırmızı rujlarıyla peyderpey yerine getirirler.

Savaş boyalarını sürdü mü, tamamdır. En şıkır şıkır elbiseleri giyer, kız kardeşler meclisinde rakı kadehine öyle ovalamayla falan çıkmayan koyu kırmızı rujunun izini bırakır gecesine Amazon ruhuna kavuşur.

Biz kimiz?

Umudumuz bittiğinde her yerden gideriz. (evden, işten, hayattan)

Meselemiz anlaşılmak, derdimiz dinlenilmektir. Adil, insancıl ve sevgi dolu yaşamak istiyoruz. 

Muzdarip olduğumuz mevzular

Beyler kadar eve ekmek getiriyoruz, beyler kadar ayaklarımızın üstünde duruyoruz.

Ben kadın olduğum için elektrik faturam daha düşük gelmiyor. Toplumda yalnız yaşamamız sorun haline geliyor. Ben sorulan sorulara ne diyeceğimi şaşırıyor, kılıçlarımı kalkanlarımı kuşanıyorum. Sağlıklı olmasa da kendimi çok hızlı savunmaya çalışıyorum, her şeyi tehdit algılıyorum.

Pozitif değil, bariz ayrımcılık son bulsun, istiyoruz. Çoğu kadın aynı pozisyonda olan erkeklerden daha düşük maaş alıyor. Biraz özenli giyinse farklı bakılıyor, biraz alımlı olsa hemen lafı sözü oluyor.

Dinlenilmediğimizden sesimizi duyun diye 7 cm topuklu giyiyoruz, fark ediniz lütfen. 

Hepimiz prenses olduğumuza inandık, çizgi filmlerden masallardan kabul edin prensimizi bekledik. Evleneceğimiz günü, gelinlik giymeyi ve mutlu sonlu masalımıza kavuşmayı istedik. Oynamayı seviyoruz. Giyinmeyi, süslenmeyi seviyoruz. Güzelliğimize gelip, sonra bizden çirkin kadınlar yaratmanızı anlamıyoruz. Topuk sesimizden önce şen kahkaha sesimiz duyulsun istiyoruz.

İlişkisi Olan Beyler

İstisnalar kaideyi bozsa güzel olurdu

Çok sıkıldık yahu yalanlardan, aldatmalardan şöyleyken böyle yapanlardan.

İstisna olan beyefendilerimizin sayısı artsa gülüşme seslerimiz canlandırır ortalığı…

Söz birliği etmişler ‘Ben seni artık sevmiyorum diyemeyen sevgililer…

İlle bir süründürme yaparak, vicdanen borçlu hissetmek için araya yalanlar soktular.

Küçük beylik laflar eden zorba beyler yüzünden şaha kalktı o kızların kadehleri…

Efendim yemiyoruz bunları. Ayma gelmesin mi artık, hep birlikte mutlu mesut çıkmayalım mı bu Matrixlik durumlardan… Biz sıkıldık terk etmekten, siz bıkmadınız mı terk edilmekten… Şikayet ettiğiniz tripli hallerimizden, suratsızlığımızdan…

Yaramaz Beylere Notlar...

Beyler! Sanayiye arabanızı götürdüğünüz ustaya duyduğunuz saygı ve bağlılığı biz de hak ediyoruz. Çiçeğinize bakın, nazik davranın ve bir zahmet sadece onu koklayın!

Haydi canım, bırakınız ilişki başlarında göz boyama lakırdılarını… Sazınızın telleri kırılmış. Siz bilmeyebilirsiniz ama çoğumuz bizi koşulsuz sevdikleri ve terk etmeyeceğine inandığımız için evcil hayvan sahiplendi… Sizden bir çoğumuz çocuk yapmadan ayrıldı. Çünkü bir gün her ilişkinin biteceğine bizi ikna ettiniz. Ben çoğu kadın arkadaşım adına konuştum.

Bu da ilişkiler üzerine son sözlerimdir. Biz artık susuyoruz. Size kendimizi anlatmaktan çok yorulduk.

Teşekkür ederiz; anlayış biçimimizi değiştirdiniz. Aldatmalarınızı, yalanlarınızı, yaptıklarınızı kabul ederek, bize gitmeyi öğrettiniz.

Şimdi yeni bir çağ başlattınız. Dilerim yarattığınız Amazon hanımları ile mutlu olabilirsiniz. Hepimiz kırgın ama köklü çiçekleriz, artık baharda kendimiz için açıyoruz.

“Dökülsün meyler yere”

Tüm hanımefendilerinin şerefine kalkar kadehler…

"Asilliğinize ve güzelliğinize" hanımefendiciğim, bu beyler anlamaz. 

Siz her zaman çok güzelsiniz…

Arz-ı hürmetler

Dilara Şit 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat Veren İş

Hi ai Aypera

Bir İş Görüşmesi